Akvaryum, Tuna'nın da çok hoşuna gitti.
Deniz, Doğa, Tuna, Ege dörtlüsü hep beraber gezdik:)
Teyzoş ve cücükleri:)
İşte Ege'nin favorisi...
Ve her İstanbul'a gelişimizde yaptığımız gibi yine dişçiye gittik. Ege beyin kalan çürükleri de yapıldı. O dişçideyken Tunayla ben de dışarıdaki kedileri kovaladık. Tuna hiç görmediği kadar çok kediyi bir arada gördü. Bir onun peşinden, bir bunun peşinden... Egenin işi bitince Tunayı da gösterecektik ama Tunanın ağzına zor bakabildiler. Tunanın dişleri hiç de iç açıcı değil. Kötüye gidişi mümkün olduğunca yavaşlatmak için çalışacakmışız. Hiç derdimiz bitmiyor yahu...
Vialandde çekebildiğim tek fotoğraf:)
Ya ondadır ya bunda, helvacının kızında... Özgülün terasında anneanneyle oyun zamanı...
Tunanın ilk kez saçlarını kestirdik. Caaanım saçları gitti oğluşumun. Bu sıcaklarda ensesi pişiyor diye kestirelim dedik. Berberde durmadığı için çok iyi bir kesim yapamadı. Ama olsun. Oğluşum yine de çok tatlı. Daha erkek gibi oldu:) Belki artık nazar değmez oğluşuma.